Rüzgar Enerjisi Dergisi | Mart 2015
Ülke Enerji Operasyon Müdürü Burak Aydın: “Servis yaklaşımımızı biz, “Dinamik, Deneyimli ve Donanımlı” açılımı ile “3D Yaklaşımı” şeklinde adlandırıyoruz. Dinamik; çünkü yerli ve genç bir ekip kurduk. Diğer yandan da deneyimli; çünkü uluslararası know-how’a sahip ve hassas olan çalışma çizgisini benimseyen bir hizmet anlayışımız var. Son olarak, donanımlı bir şirketiz. Yaptığımız işin gerektirdiği teknolojik cihazlara, güvenlik ekipmanlarına ve sertifikasyonlara sahibiz.”
Ülke enerji Operasyon Müdürü Burak Aydın’la Ülke Enerji’nin faaliyetleri, vizyonu, rüzgar enerjisi sektöründe servis/bakım hizmetleri konularıyla ilgili olarak görüştük.
Ülke Enerji’nin kuruluş amacından söz eder misiniz?
Yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanıma sunulmasının ve bunların en verimli şekilde üretim yapmasının ülke ekonomimiz için hayati bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Bu değerli yatırımların kullanım ömrü boyunca kendisinden beklenen azami üretimi yapabilmesi sadece düzenli ve doğru bir bakım desteği ile mümkündür. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak 2013 yılında Ülke Enerji’yi kurduk ve sektöre hızlı bir giriş yaparak faaliyetlerimize başladık. Rüzgar Enerjisi sektöründe önceden deneyimli olan ekipler ile kısa süre içinde servis takımlarımız kuruldu, ekipman parkımız oluşturuldu ve hizmetlerimiz start aldı.
Vizyon ve stratejiniz nelerdir?
Ülke Enerji’nin temelini oturttuğu prensiplerden bahsedecek olursak, sektörün diğer oyuncularından farklı bir servis yaklaşımımız var. Bu yaklaşımı biz, “Dinamik, Deneyimli ve Donanımlı” açılımı ile “3D Yaklaşımı” şeklinde adlandırıyoruz. Dinamik; çünkü yerli ve genç bir ekip kurduk. Diğer yandan da deneyimli; çünkü uluslararası know-how’a sahip ve hassas olan çalışma çizgisini benimseyen bir hizmet anlayışımız var. Son olarak, donanımlı bir şirketiz. Yaptığımız işin gerektirdiği teknolojik cihazlara, güvenlik ekipmanlarına ve sertifikasyonlara sahibiz.
Temel vizyonumuz global pazarlarda hali hazırda deneyimlenen çözümleri, ülkemizde de aynı kalitede ve yerli koşullar ile türbin üreticisi firmalara ve ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyeline güvenerek ciddi bütçeler ile yatırım yapan büyük kuruluşlara sunabilmeye dayanıyor.
Ülke Enerji için, bulunduğu ekosistemi genişletmek de çok öncelikli. Benzersiz ve çok uluslu bir çözüm ortaklığı kümesi içinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Tabii bu vizyonu pratiğe dönüştürürken de insan kaynağına özel yatırım yapıyoruz. Bu anlamda, teorik ve pratik teknik eğitimler ile sürekli güncel bilgi seviyesi, iş güvenliği ve işçi sağlığı bizim için en kritik önceliklerdir.
Yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik işletme/bakım faaliyetlerinizden söz eder misiniz?
Ülkemizin ekonomik koşullarına pozitif kaldıraç etkisi yapan yenilenebilir enerji kaynaklarının canlandırılmasına ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak firmamızın idealleri arasında önemli bir paya sahip. Gelişmiş ülkelerde olduğu şekilde öz kaynaklara ve doğal yaşama sahip çıkabilmek, bu bilince katkı sunabilmek de işimizin keyif veren yanları arasında yer alıyor.
Bununla birlikte müşterilerimize sunduğumuz Rüzgar Türbinlerinde Servis ve Bakım Hizmetleri, Rüzgar Türbini Dişli Kutuları ve Hidrolik Sistemlerinin Yağ Değişimi, Kanat İnceleme Bakım ve Tamiri,Rotor Balans İşlemleri,Baroskop (Endoskopi) İnceleme ve Titreşim Analizi hizmetlerimizdeki hizmet kalitemizi global olarak geçerli kalite belgeleri ile tescillendirerek, standartlarımızı daha da üst seviyelere taşıyoruz.
Verdiğiniz rüzgar türbini bakım hizmetleri neleri kapsıyor? Bakımdan neleri anlamak lazım?
Verdiğimiz bakım hizmetleri türbinlerde yaşanmış veya yaşanması muhtemel olan ve teknik müdahale gerektiren tüm koşulları kapsıyor. Bunların içinde planlı/plansız bakımlar, onarımlar ve tüm dönemlik servis işlemlerini düşünebilirsiniz.
Örneğin bir türbinin dişli kutusuyla ilgili detaylı muayene ve yağ değişim gibi majör servis kalemlerini hizmet olarak sunabiliyoruz. Bunu yaparken de ilgili türbindeki kanat, kule, nacelle ve diğer bileşenlerdeki işlem veya inceleme gerektiren diğer olaylara da müdahale edebiliyoruz.
3D yaklaşımınız faaliyetlerinize nasıl yansıyor?
3D yaklaşımımızın söz konusu işlemlerimizi nasıl geliştirdiğinden bahsedecek olursak; Türkiye’deki servis ekiplerinin deneyim seviyesinin yerel piyasa ile aynı olgunluk seviyesinde olduğu bir gerçek. Ülke Enerji olarak bu seviyeyi daha yukarı taşıyarak ülkemizde global standartlarda değer sağlamayı hedefledik.
Bu kapsamda öncelikle Dişli Kutusu Yağ Değişimi için uluslararası bilinirliğe ve sertifikasyona sahip Sage Oil Vac tarafından özel olarak üretilen yağ değişim cihazımızı Türkiye’ye getirdik.
Daha sonra da kendimize yine global türbin üreticisi markalar tarafından işlemlerine uygunluk verilmiş olan yabancı partnerler seçerek onların hizmetlerini ülkemizde vermeye başladık. Bu kapsamda Kanat servisleri için Hollanda’dan Special Blade Service (SBS), Balans-Ölçüm- Analiz servisleri için Almanya’dan Berlin Wind ile, Dişli Kutusu, Generator ve Main Bearing işlemleri için de yine Almanya’dan Bavinck Wind Technik (BWT) ile uzun dönemli işbirliği anlaşmaları imzaladık.
Söz konusu iş birlikleri sayesinde onlarca yıldır kalite anlamında ispatlanmış olan uzmanlıkları, rekabetçi fiyatlar ile Türkiye’de sunabiliyoruz ve böylece bize servis için başvuran müşterilerimiz güvenli, şeffaf ve kaliteli çözümlere kavuşmuş oluyor.
Global partnerlerimiz ile birlikte verdiğimiz tüm işlemlerde Türk mühendis ve teknisyenlerimiz de aktif rol alıyor ve böylece işlem raporlamalarındaki şeffaflık ve yerel kaynakların pratikliğini müşterilerimize hissettirmiş oluyoruz.
Bu arada çok yakında yeni ortaklıklar ile yeni çözüm setleri sunuyor olacağız, bunun ön müjdesini de sizler aracılığı ile vermek isteriz.
Santrallerin işletme ve bakımı esnasında hangi faktörleri dikkate alıyorsunuz?
Bakım hizmetleri ile ilgili genel fikirlerimize gelecek olursak; rüzgar türbinlerinin bize göre işletme ömrünü verimli bir şekilde sürdürebilmesi için planlı/plansız bakım hizmetleri çok önemli. Yatırımcılar türbinlerinin hedeflenenden daha fazla duruş süresiyle karşı karşıya kalarak, üretimlerinin azalmasını istemezler. Türbin üreticileri de yatırımcılara verdikleri sözün arkasında durup emre amadelik hedeflerinin üzerine çıkmayı hedeflerler. Ülke Enerji’nin verdiği hizmetlerde de enerji üretiminin ve türbinlerinin ömürlerinin maksimum seviyeyi yakalaması hedeflenir.
Rüzgâr enerjisi tesislerinde bakım stratejileri mutlaka verimlilik dikkate alınarak oluşturulmalı. Bunun için de bu tesislerin çalışma koşulları, tesisleri oluşturan elemanların bir bütünlük içinde düşünülmesi gerekiyor. Bir türbinin uzun ömürlü olabilmesi ancak ve ancak bakım uygulamalarından geçer. Yüksek yatırım maliyeti gerektiren rüzgar türbini uygulamalarında bakım mühendisliği uygulamalarına hızla geçilmesi ya da bununla ilgili prosedürlerin uygulanması ile bu enerji kaynaklarından daha verimli şekilde yararlanmamız mümkün olacaktır.
Ülke Enerji olarak bizimle temas edildiği andan itibaren işlemler için gereken teknik hazırlıkları hızlıca mevcut kurgularımız uyarınca gerçekleştiriyor ve sahalara intikal ediyoruz. Stok gerektiren işlemler için üretim kaybını minimize edecek şekilde kendi kaynaklarımızdan faydalanıyoruz.
Bir türbinde ne tür sorunlar oluşuyor ya da oluşabilir? Nasıl çözümler üretiyorsunuz?
Bildiğiniz gibi rüzgar türbinleri; mekanik, elektrik ve elektronik sistemlerden oluşmakta. Problemlerin büyük bir kısmı ise elektrik ve elektronik sistemlerden kaynaklanmaktadır. Ancak tabii ki ön görülemeyen mekanik problemler de milyonlarca liralık yatırımların enerji üretme anlamında bir anda durma noktasına gelmesine sebep olabiliyor. Dolayısıyla bir yıldırım hasarı ile veya bir dişli kutusu problemi ile de sık sık karşılaşabiliyoruz.
Rüzgar türbinlerinde hasarlarla ilgili öncelikli hedefimiz, sahaya en hızlı şekilde ulaşmaktır. Yedek parça ve sarf malzemelerini de stoklarımızda tutarak termin süresindeki bekleme kısmını ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu sayede türbin duruş süresini düşürmüş oluyoruz.
Türkiye’de sıklıkla ne tür sorunlara ilişkin bakım hizmetleri veriyorsunuz?
Genel olarak planlı bakım hizmetlerimizi türbin başına yıllık veya 6 aylık periyotlar ile veriyoruz. Bunlardan bahsedecek olursak;
Gearbox ve Hidrolik sistem yağ değişimleri ile ilgili olarak Avrupa ve ABD’deki santrallerde uzun yıllardır başarılı bir şekilde kullanılan Sage Oil Vac yağ değişim hizmetini birebir olarak Türkiye’de hizmete sunuyoruz. Bu sistem tamamen yağın kontaminasyon riskini ortadan kaldıran, insan müdahalesini ve gerekliliğini en aza çeken, flushing, ısıtma, filtreleme gibi ek faydalar sağlayan bir mekanizma. Bu mekanizma sayesinde yağ değişimi esnasındaki türbin duruş süresini de yarı yarıya azaltarak üretime katkı sağlamış oluyoruz.
Rüzgar türbini kanatları inceleme, bakım ve tamirleri kapsamında Ülke Enerji’nin önleyici bakımları (iletkenlik ölçümleri, tahribatlı/tahribatsız muayeneler, koruyucu uygulamalar, onarımlar ve kanat temizliği) ile türbin kanatlarının hem ömürleri uzuyor, hemde bu ömür boyunca en verimli şekilde hizmet vermeleri sağlanabilmektedir. Türbinlerin daha verimli ve uzun süre kullanılması için yıllık bakımlar, ufak onarımlar, rötuşlar ve bağlantı kontrolleri önermekteyiz. Bizim operasyonlarımızda her işlem, kalite kontrol hassasiyeti ile aşama aşama dokümante ediliyor ve uygunlukları belgeleniyor.
Dişli Kutusu ve Jeneratör gibi büyük komponentlere baroskop ve vibrasyon analizi: Rüzgar türbinlerinin dişli kutusu, jeneratör, yaw ve pitch motor gibi parçalarında daha ilk yıldan itibaren büyük çaplı hasarlar meydana gelebilmekte. Bu nedenle düzenli olarak inspection işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Ülke Enerji olarak baroskop ile detaylı dişli kutusu incelemesi, garanti sonu inceleme ve titreşim analizi hizmetleri vermekteyiz.
Balans, ölçüm ve analiz olarak da türbinlerde meydana gelen dinamik rotor problemlerinin en büyük nedeni olan rotor hizasızlığını engellemeye çalışıyoruz. Bu durum, belirli parçalarda zaman içerisinde yıpranmalar meydana getiriyor. Ülke Enerji olarak biz de hizmetlerimiz kapsamında rotor balans ölçümü, kanat ve nacelle titreşimi kontrolü, kanat açı ölçümü yaparak yön gösterici önerilerde bulunuyoruz.
Bakım yaparken üretici ve işletme sahibiyle hangi aşamalarda birlikte çalışıyorsunuz? Bu süreç nasıl yönetiliyor?
Özellikle türbin üreticisi firmaların müşterilerine vermeyi taahhüt ettiği işlemlerin bizim alanımız ile ilgili kısımları kapsayan, söz konusu üretici firmalara destek sağlıyoruz.
Genel olarak ise çalışmalarımızda öncelikle üretici firmaların işletme sahipleri ile olan kontratları çerçevesinde muhatabımız belirlenmiş oluyor. Bir rüzgar sahasında yaşanan durum, kontrata göre hangi tarafın sorumluluğunda ise o işlem için ilgili taraftan bize talep geliyor. Ana prensip olarak üreticilerin servis kapsamındaki işler için işletme sahiplerine dönük, üretici ile kıyaslanacak bir tekliflendirme sürecine girmiyoruz.
Şu ana kadar genel anlamda üreticiler bizim ana muhataplarımız oldu. Yalnız yine de sahaya intikalimizde çalışmalarımıza başlamadan önce işletme sahibi kuruluş ile de ilgili rüzgar türbin üreticisi tarafından verilen sertifikalar, yüksekte çalışma ve kurtarma sertifikası, tam teşekküllü sağlık kuruluşundan alınmış ağır ve tehlikeli işlerde çalışabilir sağlık raporu, yangın müdahale sertifikası ve ilk yardım eğitimi gibi dokümanları paylaşıyoruz.
Türkiye’de RES yatırımlarının bakım hizmetleri yeterince yapılabiliyor mu? Bu konuya yeterince önem veriliyor mu?
Bize göre, ülkemiz kendi koşullarını her sektör için kolayca adapte eden ve yeni bir yaklaşım oluşturan bir niteliğe sahip. Bu anlamda daha yoğun yatırım ve kurulumların yaşandığı ilk yıllar için çok olgun bakım yaklaşımından bahsetmemiz mümkün olmayabilir. Ancak gün geçtikçe yaşanan hassas durumlar düzenli bakımların, önleyici etkiler konusunda ne kadar hayati önem taşıdığını gözler önüne sermeye başladı.
Servis bakım hizmetlerinin Türkiye’de gelişimi için neler yapılmalı?
Ülkemizde yeni oluşan bir sektörün içindeyiz. Bu anlamda sektörün sivil oluşumları da genç sayılabilecek bir geçmişe sahip. Ancak bu oluşumlar genel olarak üretici ve yatırımcılara odaklı. Biz, üretici ve yatırımcı dışında kalan üçüncü parti servis firmaları olarak kendi aramızda gerçekleşecek bir yapılanmanın da sinerjik çıktılar sağlayabileceğine inanıyoruz. Örneğin TUREB çatısı altında oluşturulabilecek bir alt komisyon vesilesi ile hem yurtiçi destekleyici servis piyasasının gelişimine yetkililer ile birlikte yön verebiliriz hem de standartlarımızın uluslararası seviyelere çıkması için kuvvet birliği geliştirebiliriz. Aynı çatı altında olmamız sayesinde türbin üreticilerinin yönlendirmelerini direkt kanallardan alabiliriz. Örneğin bu tarz bir formasyon ile çalışan eğitimleri konusu, hızlı kazanımlardan olabilir.
Hüseyin Bumin Ekmekçi
Kaynak: Alternatifenerji.com